Ruh sağlığının temelini “Kim olduğumuz hakkındaki kesin inancımız”
belirliyor. Bu anne ile yapılıyor. Devlet adamı Abraham Lincoln şöyle demiş:
“Kim olduğumu ve gelecek umutlarımı anneme borçluyum”. Psikolojinin en kudretli
isimlerinden biri olan Erik ERIKSON, “Identity and The Life Cycle“-“Kimlik ve
Yaşam Döngüsü” adlı kitabında konuyu ele almış. Yaşamın 8 evresinde insanın
kimliğini nasıl ördüğünü irdelemiş. Kısaca bu evreler;
Evre(1): 0-18 ay, bebek: “Güven veya Güvensizlik” öğrenir. Annenin
çocukla ilgilenme derecesi bunu belirler. Anne zayıfsa çocuk güvensiz
olacaktır. Siyahla beyazı birleştirip gri yapmayı burada öğrenir. Anne bakımı
ve sevgi dozu belirleyici oluyor. Kural; “Zamanında ve abartmadan yapmak, ara
sıra aksatmak”. Bu çok önemli, bebek hayal kırıklığı ile baş etmeyi aksaklık
esnasında öğreniyor. Cami avlusunda ölen bebeklerin çoğu açlıktan değil
sevgisizlikten ölüyor. Bu sevginin emzirmeden daha önemli olduğunu gösteriyor…
Evre(2): 18 Ay-3 yaş, çocuk: “Kendi olmak ya da Şüphecilik / Utanç”
öğrenir. Anneden ayrışıp kendini fark etme bu dönemde. Çocuk, sürünerek ya da
yürüyerek ev içinde anneden kaçıp keşfetmek isteyecektir. Arada annesine dönüp
onay isteyecektir. Fantezi dünyasındadır. Engelleniyorsa kendini
bulamayacaktır, ileride anne bağımlısı olacaktır. Eşle aynı durumu tekrarlamak
isteyecektir…
Evre(3): 3-5 yaş, çocuk: “Girişimcilik ya da Utangaçlık” öğrenir.
Cinsiyet farkındalığı başlıyor. Erkeler için ödipal ve kızlar için electra kompleksi dönemidir. Kız babayı oğlan anneyi kıskanır. Anne babanın tutumuna
göre cinsiyet değer kazanır. Anne veya babadan biri yoksa karşıt cins çocuk kiminle yarışacağını bilemez ve eksik kalır. Çocuklar kendilerinden yaşça büyük biriyle evlenme eğiliminde olur.. Fantezi dünyası hâkimdir…
Evre(4): 5-13 yaş, baliğ: “Özgüven ya da Pısırıklık”. Mahalle
devreye girer. Okul dönemi başlar, öğretmen bir şans işi.Fantezi devam
eder.Aile etkisi azalır. Oyun grubunda ne rol aldığı önemli. Oyunun şekli
ilerideki yaşamda işinin şeklini belirleyecek, lider ya da üye olacaktır…
Evre(5): 13-21 yaş ergen: “Kimlik ya da Bunalım” öğrenir. Fanteziden
realiteye geçiş olur.Bu dönemi hepimiz biliriz. En çok hatırladığımız bir
dönemdir. Çok anı ve çok sancı vardır. Rol model çok önemlidir. Tüm kavgalar
burada olur. Çünkü kişi önceki evrelerde yanlış giden konuları bu dönemde
onarır ve kim olacağına karar verir. Hayatını bu kimlikle sürdürür. Bu son
dönemeçtir. Sancı yoğundur çünkü devrim yaşar.
“Bu evreyi yaşamadan yetişkinliğe girenler, sahte kimlik oluşturur. Fantezi
dünyasında yaşamaya devam eder, realiteyle tanışamaz. Sahte Kral / Kraliçe olur
ya da siner. Normali ortada bir yerdir. 60´ında gençlik yaşayıp teneşire havale
edilenler bunlar. Ülkemizde sayısı çok fazla…”
Evre(6): 21-39 yaş, genç: “Duygusal Yakınlık ya da Yalnızlık” öğrenir. Bu
dönemde kişi insanla duygu yakınlığı geliştirir. Sevmeyi ya da uzak durmayı
öğrenir. Belirleyici olan, geçmiş evreler, aile ve toplum geleneğidir, bir tek
doğru yoktur. Ama özümsenmiş kimlik hissi yoksa kimseyle yakınlaşması mümkün
olmamaktadır. Önce kendini tanıması gerekiyor…
Evre(7): 40-65 yaş, olgun: “Üretkenlik ve ya Durağanlık”. Önceki
evreleri doğru yaşayanlar manevi bir doygunluk ve diğerkâmlık (Başkasını
gözetme) duygusu içindedir. Sonraki nesillere ne bırakacağını hesaplar.
Yatırımlar yapar. Böylece yeni nesil sıfırdan başlamamış olur. Tersi orta yaş
krizidir. Pişmanlık ve baştan başlama gibi duygular hâkimdir. Ben duygusu
öndedir...
Evre(8): 65-Son: Yaşlı. “İçsel Bütünlük ya da Ümitsizlik” yaşanır.
Sürekli muhasebe yapar. Önceki evreleri doğru yaşayanlar ruhsal bütünlük içinde
huzurlu bir dönem geçirir. Sınıfta kalanlar, ümitsizlik ve ölüm korkusu yaşar,
aksidir etrafı huzursuz eder. Kimileri de arada bir yerdedir…
Alan çok dar, bu kadar yazabildim. Erikson ‘Geleneklere göre yaşamak en iyi
yoldur´ diyor. Gelenek ayakta duruyorsa tabi. Burada önemli husus bir evreyi
başaramayanın sonraki evreye geçmesi mümkün olmuyor. Yani takılı kalıyor.
Sanırım Memati´ye cenaze namazı kılanlarla Sadettin Köpek´e Sivas´ta pusu
kuranların halini anlamışızdır. Realitenin olmadığı geçmiş bir evrede takılı
kalmışlar. Annelere ve anne adaylarına duyurulur. Çünkü erkeği de kadını da
onlar yetiştiriyor…
H. Ali YILDIRIM, 27.05.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder