Hepimiz biliriz ”Burun kıvırmak” deyimini. Anlam olarak; Beğenmemek, küçük
görmek, yadsımak, benimsememek, dışlamak kavramlarının hepsini kapsar. Kişi
birkaç sebepten dolayı böyle yapıyordur: Mesela kendini zayıf hisseden kişi,
karşı tarafı kendi “Düşük enerji” seviyesine çekmek isteyebilir. Hedef kişi ise
ya durumu görüp uzaklaşacak, ya öfkelenerek karşıyı düzeltmek isteyecek ya da
“Onay bulmak” için daha fazla çaba içine girecektir. Eğer kişi onay peşine
düşerse, bu çaba burun kıvıranın oyun malzemesi olacak, “Kedi fare oyunu”
başlayacak ve “Kaçan kovalanır” atasözü devreye girecektir. Buna sebep olan en
temel konunun, kovalayan kişideki “Onay İhtiyacı” olduğu kanaatindeyim. Göç
eden / grup değiştiren / başka kültüre giren insanların da onay ihtiyacında
olduğunu söylemek mümkün. Birbirlerini onaylamayan eşlerin geçinmesinin çok zor
olduğunu düşünüyorum…
Peki, kaçanı anladık ta diğeri neden kovalar?
Onay ihtiyacı ilk olarak ailede hissedilir. Normal ebeveynler çocuklarını
onaylayarak geçerli kılarlar. Yani “Sen de varsın ve geçerlisin” hissini
aşılarlar. Bu özgüven oluşmasına neden olur. Bunun nasıl yapıldığının
ayrıntıları uzmanlık işi ancak duygu ve davranışlarla yapıldığını söylemek
mümkün. Kelimeler sadece destek olabilir. Bunun tersi ise “Sen yoksun” ya da
“Geçersizsin” şeklindedir ve duygusal boşluk ve kaos yaratır. Geçersiz sayılmak
“Dolaşımdan çıkmış ama cüzdanda duran eski para” gibidir. Kendisi var ama
değeri yoktur. Kendini böyle hisseden kişi onay ihtiyacı ile yaşıyordur. Bu
durumdaki kişi ömür boyu kendini onaylayacak ve geçerli kılacak bir otorite peşinde
koşabilir. Derin bir boşluk duygusunun yol açtığı bu onaylanma (Geçerli
kılınma) ihtiyacı, kişiyi; eşinin, arkadaşının, patronunun, ailesinin, hatta
grup liderinin / kanaat önderinin esiri haline getirebilir. Durumu içgüdüsel
olarak fark eden lider konumundaki kişi, duygusal onay vermeyerek ancak
verebileceği kanaati oluşturarak, kişiyi sonsuz duygusal takibe zorlayabilir.
“Tavşana havuç, keçiye ot gösterip takip ettirmek” gibi…
Pratik olarak ne yapılabilir?
Çocuklarda, daha baştan itibaren, onaylandıkları, geçerli oldukları, iyi ki
dünyaya geldikleri, aile ve yaşamda bir işe yaradıkları duygusunu yaratmak için
çaba göstermeli ve bunun yolları araştırılmalı, konu boşta bırakılmamalıdır.
Büyüdülerse bile bu yapılabilir. Eğer kişi yetişkin yaşta ve sürekli kovalayan
olduğunu fark etmiş ise, onu asla onaylamamış ve geçerli kılmamış olan
ebeveynini bağışlamayı ve kendi kendini onaylamayı seçebilir. Bu başlangıçta
yapılabilecek en iyi şeydir. Bağışlamak kişiyi “Sonsuz arayış” dürtüsünden
kurtaracaktır. Bağışlama ile birlikte ruh özgürlüğü ve özgüven başlayacak ve
kişi enerjisini kendisine ve yaşama yöneltip “Kendini gerçekleştirme” imkânı
bulmuş olacaktır. Yaş kaç olursa olsun…
H. Ali YILDIRIM, 27.08.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder