Propaganda Kök İnançlarla Oynar
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQMoldK680u1ayGkXd1CfZ1K-HF4U2CLCl1yCgi4bissg9RmTJo5RR9rCUT9H9A5SmhvlNJInhL-n92De5nAiB2uc_1LSUlyCKLDzMtbDI7UImm0Ol3nDV7ODEfSg-OE8f_LWnoIWyWxY/s200/corebelief.jpg)
Psikolojide “Bölünmüş Kişilik” diye bir kavram
var. Kendini mükemmel zanneden kişi kendi özelliklerini bir türlü sentez
yapamaz ve kendindeki her şeyi iyi ve kötü olarak ikiye böler. Kendindeki “iyi” olanı sahiplenir “kötü” olanı
(Aşağılık hissi, nefret, saldırganlık vs.) reddedip “öteki” ne sıvar ve nefret
eder. Bu onun kendi kötü yanlarından kurtulma yöntemidir ama asla başaramaz,
“öteki” olmadan da yaşayamaz, çünkü hep sıvaması lazım. Her şey bilinçaltında
olur, planlı değildir. Bu tipler, “güçlü iyi, zayıf kötü”, “ya hep ya hiç”, “ya siyah ya beyaz” mantığı
ile yaşarlar, ortası ve grisi yoktur. Aynı zamanda, sizi ya yanında ya karşılarında
görürler, tarafsız kalma şansınız yoktur. Aşırı uçlar böyledir. Nazi´nin
Yahudi´ye, Yahudi´nin Filistinli´ ye bakışı gibi. Saldırgan olan kendisidir ama
hep “öteki” suçludur, hep “öteki” günah keçisidir…
Propaganda işte bu tip kök inançların değerini
iyiden kötüye ya da kötüden iyiye çevirmek için çaba sarf eder. Bir kez tuttu
mu kişi ya da toplum artık sizin sunduğunuz önermeleri haklı bularak kabul
edecektir. Dahası artık siz bir şey yapmadan o kendi araştırmaları ile sizin istediğiniz
noktaya gelecektir. Propaganda araçları ise; Sinema endüstrisi, bol nakaratlı
popüler şarkılar, basın yayın, afişler,
makaleler, kitaplar, seminerler, toplantılar, davetler, şölenler hatta
dini motifler gibi aklınıza ne gelirse propaganda aracı olarak kullanılabilir.
Çünkü amaç sizin bir konunun “iyi” ya da “kötü” olduğuna inanmanızdır, başka
bir detay gerektirmez. O yüzden de basit ve kolaydır. Gerekli olanlar bilgi,
beceri ve paradır…
Propaganda güçlü ve uzun süreli olursa kişi “akıl
tutulması” yaşayabilir. Bu durumdaki kişi çelişkili tutumlar sergiler ancak
tutarlı olduğunu iddia eder. Hep “ama” larla gerekçe arar ve çelişkisinin
farkına bir türlü varamaz. Genellikle TV ve sinema ile kişinin algısına yön
veren çelişkili kök inançlardan bazılarına bir göz atalım;
İsrail sorun
yaratır, adına “Filistin Sorunu” denir, sebep: ‘İsrail iyi, Filistin kötü’ kök
inancı.
Nükleer
enerji Batıda iyi, Türkiye’de kötü, sebep: ‘Türkiye hak etmiyor’ kök inancı.
Akdeniz´e
kıyısı olan Türkiye, söz sahibi olan Batı, sebep: ‘Zengin haklıdır’ kök inancı.
Batı Afrika
elmasını çalabilir ama suçlu Afrikalıdır, sebep: ‘Batı iyi, Afrikalı kötü’ kök
inancı.
Ruanda´da silah
dağıtan Batı, vahşi olan Afrikalı, sebep: ‘Batı iyi, Afrikalı kötü’ kök inancı.
Batılı
çıplaklar medeni, Afrika çıplak kültürü ilkel, sebep: ‘Batı iyi, Afrika kötü’
kök inancı.
Kızılderili katliamı normal, taş atan
Filistinli terörist, sebep: ‘Kovboy her zaman iyi’ kök inancı.
Bu tür formatlar zihinlere
önceden atılır, zamanı gelince hedef kitle nasıl düşüneceğini bilir. Çocukken
ben de çok kovboy filmi izledim ve hep kovboyu haklı buldum. Format belli, “Sığırı
Kızılderili çalar, uçağı Filistinli kaçırır, Kovboy ve Siyonist te katliam
yetkisini hak eder.” Bu sayede kişi bir türlü saldırgana toz konduramaz. Çünkü
saldırgan bilinçdışındaki “iyi” yerde durmaktadır. Bu çelişkili kayıtlar
zihinlerde durduğu sürece, tartışmak bir sonuç vermez. Çünkü akıl tutulmuş,
zihin yanılmıştır bir kere. Bu durumda; “Sorunun Filistin olmadığı”, “Batının çalarak
zengin olduğu”, “Doğunun soyulduğu için geri kaldığı” gibi gerçekleri hem
göremezler hem de onlara anlatamazsınız. Çünkü kök inançlarındaki iyi ve kötü
değerler propaganda nedeniyle yer değiştirmiştir. Doğruyu görebilmek için
öznesini düşünmeden önce olayın kendisine bakmak gerekmektedir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder